Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, ATO seçimleri kapsamında isim vermeden kendisini eleştiren Çukurova GİAD aşkanı Ömer Faruk Sakarya’ya yanıt verdi..

İşte o sözler:

“Çok Kıymetli Ömer Başkanım,

Allah’ımıza çok şükür ki, görev aldığımız son 2 dönemdir, başta ATO, ADASO, ATB ve AOSB Başkanlarım olmak üzere, kimseyi ayrıştırmadan sizin gibi tüm STK Başkanlarımla yakın bir iş birliği içinde hareket ettik.

Ömer Başkanım,

Dönem sonlarında TOBB çatısı altında yargı gözetiminde yapılan her seçim aslında tam bir demokrasi şölenidir.

Tam da bu nedenle hemen hemen her seçim ertesinde bir önceki dönemde oda organlarında görev yapan kişilerin hatırı sayılır bir kısmı değişmektedir.

Aday olmak isteyenlerin hepsini demokratik teamüllere uygun olarak seçime davet ettik. Oda organları olarak meslek komitelerimizin adaylarını uzlaşı çerçevesinde belirlemeleri yönünde telkinde bulunduk.

Kanunumuza da uygun şekilde tarafsız kalarak tüm sektörlerdeki isteyen herkesin seçime girebileceği ortamı oluşturduk. 

2000’den fazla üyemizden oda organlarında görev almak isteyen hiçbirinin iradesine ipotek koyamazdık, koymadık.

TOBB olarak Türkiye’nin en demokratik seçimlerini gerçekleştiriyor olmanın verdiği güvenle, demokratik bir ortamda sektörlerini temsil edecek tüm adayların eşit şartlarda sandığa gitmelerini sağladık.

Sorumluluklarımızı yerine getirirken başkaları gibi asla reklam peşinde koşmadık. Asla koltuk sevdalısı olmadık. Medyatik işler yapıp gündemde kalmaya çalışmadık.

Türkiye ve Adana’nın gelişimi için ne gerekiyorsa yaptık. Her zaman iş dünyamızın sorunlarına çözüm, dertlerine derman olmaya çalıştık.

Bugüne kadar yaptığımız işler ortadadır ve tarih bunları elbette yazacaktır.

Türkiye’mizin ve şehrimizin sorunlarına hep birlikte sahip çıkmaya ve çözüm bulmaya özen gösterdik. 

Hiçbir karşılık beklemeden, işimizden, ailelerimizden fedakarlık ederek, gece gündüz demeden bize verilen görevin sorumluluğunu layıkıyla yerine getirmeye çalıştık.

Sevgili Ömer,

Başkanlık özellikle bizim gibi demokratik kuruluşlarda senin sandığın veya hayal ettiğin gibi yapılmaz.

Başkan da olsan, kanunumuz gereği sektörün desteğini almadan meclise giremezsin. Sizde işler nasıl yürütülüyor bilmiyorum ama ben de kendi meslek komitemin izni ve oluruyla seçimde aday oldum.

Ancak Sevgili Başkanım,

Benim Başkan olmam, senin zikretmeye çalıştığın gibi, benim kişileri atayabileceğim hakkını bana asla vermez. Benim Başkan olmam, senin sandığın gibi, sandığı hiçe saymam anlamına gelmez.

Senin dedigin gibi, üyelerinin iradesini hiçe sayarak, demokratik teamüllere aykırı olarak, “Ben bu adamla çalışmak istiyorum. Siz bir durun” diyemez, sandığı ortadan kaldıramaz. Birlikte çalışıp kader ortaklığı yaptığı gönlündeki aslanı için demokrasiyi ayaklar altına alamaz.

Benim Başkan olmam senin hissettiğin gibi bana sanayicilerimizin tercihlerine ipotek koyma, onları yok sayma hakkını vermez. Benim başkan olmam seçime katılmayan ve sektörün desteğini alamayan birini atama hakkını asla vermez.

Tabi ki herkesin bireysel tercihleri vardır. Bundan doğal hiçbir şey olamaz. Başkan olarak benim de tercihlerim tabi ki var. Bunu da gerektiği kadar her zaman ifade etmişimdir. Her zaman da ifade ederim.

Sevgili Ömer,

Cuma günü de Allah’ın izniyle demokratik bir ortamda Meslek Komite Başkanlarını, Meclis Başkanını, Disiplin Kurulumuzu, ADASO Yönetim Kurulu ve Başkanı seçimlerini sana ters gelse de, DEMOKRASİDEN ÖDÜN VERMEDEN, yargı gözetiminde gerçekleştireceğiz.

Sayın Başkanım,

Tarihe not düşmek için söylüyorum. Polemik için değil. Demokrasiye ve sandığa, bireylerin özgür iradesine her zaman saygı göstereceğiz. Gönlümüzdeki aslanı her zaman desteklemeye devam edeceğiz. Ancak ASLA sandığı aslana yedirmeyeceğiz.“