ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Özekici, Çukurova'nın bereketli topraklarını besleyen Seyhan Baraj Gölü'ndeki su kayıplarına dikkat çekerek, "Barajdan alınan 100 birim suyun ancak 25 birimi arazide kullanılıyor. Kapalı basınçlı sulama sistemleriyle bu verimi 90 birimlere çıkarabiliriz. Bu nedenle devletin, yeni yapılan projelerde olduğu gibi kapalı, basınçlı sulama sistemlerine kaynak ayırarak hızla harekete geçmesi hayati önemde" dedi.

Kentte yetersiz yağış ve küresel iklim değişikliği nedeniyle Çukurova'nın bereketli topraklarını besleyen Seyhan Baraj Gölü'nde su seviyesi bazı bölgelerde kıyıdan 1 kilometre çekildi. Doluluk oranının yüzde 65 olarak ölçüldüğü gölde bazı adaların karayla bağlantı yolları ortaya çıktı. ÇÜ Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Özekici, küresel ısınmanın etkisiyle göldeki su seviyesinin her yıl daha da gerilediğini söyledi. Tarımsal sulamanın ilerleyen yıllarda tehlike altına girebileceğine dikkat çeken Özekici, mevcut sulama sistemindeki kayıpların da en aza indirgenmesi gerektiğini anlattı. Sonbahar yağışlarının olmaması nedeniyle buğday ekiminde yaşanan gecikmenin üreticileri etkilediğini kaydeden Özekici, Seyhan Nehri'ni besleyen kaynaklardan da yeterli su gelmediği için kuraklık tehdidiyle karşı karşıya olduklarını dile getirdi. Özekici, "Adana’da kasım ayının ortasına geldik ama henüz bir damla yağmur yağmadı. Eğer su kaynaklarını etkili bir şekilde yönetemezsek, tarımsal üretimde büyük sorunlar yaşayacağız” diye konuştu.

AÇIK KANAL SİSTEMİ, GEÇMİŞ YILLAR İÇİN FAYDALIYDI’

Prof. Dr. Özekici, mevcut açık kanal sistemi nedeniyle suyun arazilerde büyük oranda kaybolduğunu vurgulayarak, çözüm olarak kapalı ve basınçlı sulama sistemlerinin hızla devreye alınması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Özekici, “Şu anda kullandığımız açık kanal sistemi, geçmiş yıllar için faydalıydı ancak günümüzde su kayıpları çok yüksek. Barajdan alınan 100 birim suyun ancak 25 birimi arazide kullanılıyor. Kapalı basınçlı sulama sistemleriyle bu verimi 90 birimlere çıkarabiliriz. Bu nedenle devletin, yeni yapılan projelerde olduğu gibi kapalı, basınçlı sulama sistemlerine kaynak ayırarak hızla harekete geçmesi hayati önemde” ifadelerini kullandı.

‘OBRUKLARIN OLUŞMASININ EN BÜYÜK NEDENİ KONTROLSÜZ SU ÇEKİMİDİR’

Prof. Dr. Bülent Özekici, kentte içme suyu konusunda kısa vadede bir sorun yaşanmayacağını belirterek, belediyelerin altyapı hatlarını yenilemesi ve su kaçağı tespitinin önemine dikkat çekti. Ayrıca, sanayi tesislerinin suyu daha etkin kullanmaları gerektiğini, atık sanayi suyunun arıtılarak yeniden kullanılabileceğini önerdi. Prof. Dr. Özekici, artezyen kuyularının özellikle İç Anadolu’da su kaynaklarına zarar verebileceğini belirtti. Yer altı su kaynaklarının kendini yenilemekte zorlandığını söyleyen Prof. Dr. Bülent Özekici, kuyuların düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek, “Bazı bölgelerde artezyen kuyularının kullanımı, örneğin aşağı Seyhan Ovası gibi alanlarda desteklenebilir ancak kapalı havzalarda çekilen suyun yerini doldurmak zor. Konya’da obrukların oluşmasının en büyük nedeni de bu kontrolsüz su çekimidir" dedi.