Toygun ATİLLA (Patronlar Dünyası)
Onlar, iş dünyasının iki önemli ismi, Türkiye’nin en zengin patronları, ikisi de Fenerbahçe aşığı…
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve Yıldız Holding Yönetim Kurulu üyesi Murat Ülker’den bahsediyorum.
Peki böylesine önemli iki isim bir araya gelirse ne konuşur?
Murat Ülker, dün sosyal medya hesaplarından Ali Koç ile röportaj yaptığını ve kendisine 27 soru sorduğunu yazdığında açıkçası çok heyecanlandım.
Benim için Ali Koç’un verdiği yanıtlar kadar Murat Ülker’in sorduğu ve merak ettiği şeyler de çok önemliydi.
Burada bir parantez Murat Ülker’e açmak istiyorum.
Farkında mısınız bilmiyorum ama Murat Ülker, geziyor, okuyor, yazıyor.
Yani,
Üretiyor ve paylaşıyor…
Aslında bir anlamda hiçbir başarının tesadüfi olmadığını, yaptıkları ile anlayana anlatıyor.
Heyecanla okuduğum Murat Ülker ve Ali Koç röportajından kendimce satır başlarını aktardıktan sonra sizleri bu keyifli röportajla baş başa bırakacağım.
O RÖPORTAJDAN SATIR BAŞLARI
-Hayat, keşke diyecek kadar uzun değil. Fenerbahçe için yaptıklarımdan bir gün pişmanlık duymadım. Allah bana Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlık makamını nasip etti; bu makamda oturuyorsanız “keşke” değil “iyi ki” dersiniz.
-Başkanlık dönemimde göz göre göre pervasızca Fenerbahçe’nin hakkı yendi. Türk futbolundaki adaletsizlik ve haksız rekabetin boyutu artık herkes için aşikar
SPOR VE İŞ DÜNYASINA İLİŞKİN
-Spor Kulübü ve iş dünyası liderliği arasında pek çok benzerlik olduğu gibi siyah-beyaz kadar farklılıklar da vardır.
-Milyonlar ile ifade edilecek eşsiz bir taraftar gücüne sahip olmanın büyük avantajları olmakla beraber yanında çok büyük sorumluluklar barındırmaktadır. Yani şirketler sadece hissedarlarına hesap verirken bizler milyonlara hesap veriyoruz.
YÜZDE 50 FAİZ ÖDÜYORUZ
-Sağ olsun devletimiz kulüplerimize yardımcı olmak için muhtelif bankaların içinde bulunduğu bir borç yapılanmasına öncülük etti. Bu anlaşmaya göre her gelirimizin %50’si bankalara gidiyor ve takdir edersiniz ki kulüplerin günlük ihtiyaçlarını karşılaması ve sezon boyunca taahhütlerini yerine getirmesi çok daha güçleşti. Bu yapılanmaya göre de %50 faiz ödüyoruz ki, bunu sürdürebilmek çok zor.
GEÇMİŞTE HESAPSIZ KİTAPSIZ BORÇLANMALAR YAPILMIŞ
-Evet, geçmişte çok hesapsız kitapsız borçlanmalar yapılmış, buna ilgili merciler de müsaade etmiş. Bu duruma zamanında müsaade edilmeseydi süreç hiç bu noktaya gelmezdi.
KOÇ AİLESİ HAKKINDA
-Birbirine ve geleneklerine bağlı olarak yaşamaya devam eden bir aileyiz.
-Kendinize bir yol gösterici arıyorsanız o yolu Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden giderek bulabilirsiniz. Umudunuzu kaybetmeyin ve kendinizi geliştirin. Özel yeteneklerinizi keşfedin yeni şeyler denemekten korkmayın, başarısız olmanın öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu unutmayın.
-Geldiğimiz nokta itibarı ile Fenerbahçe ve hala sorumlu olduğum şirketlere aşağı yukarı aynı zamanı ayırabiliyorum.
-Aile olarak 2006 yılında aldığımız bir karar neticesinde tüm aile fertleri günlük işlerden çekildik ve yönetim kurulları seviyesinde görevler aldık. Yönetim kurulu başkanlığını yaptığımız şirketler birinci derecede, yönetim kurulu üyesi olduğumuz şirketler ise ikinci derecede sorumluluklarımızdır
-Ailemle birlikte geçirdiğim zamanlar bana en iyi gelen, beni motive eden zamanlar oluyor.
JENERASYON FARKI
-Bugün her 5 çalışma arkadaşımızın 4’ü Y ve Z kuşağından.
-Bizim jenerasyonumuzda, bir işe girip, o işi iyi öğrenip o alanda önce uzmanlaşmayı ve sonra o işin yöneticisi olmayı beklerdik. Daha sebatkar bir nesil olduğumuzu söyleyebilirim. Onlar aynı yerde uzun süre çalışmak istemiyor, önce bir yerde başlayıp, sonra başka bir yerde farklı tecrübeler edinmeyi, bir süre sonra yine yer değiştirmeyi ve farklı görevlerde bulunmayı istiyor.
BAŞARILI ŞİRKET VE LİDERLİK
-Teknolojik değişim iş hayatını her zaman dönüştürdü, insanlar işsiz kalmadı. Yeni beceriler kazandı.
-Başarılı bir şirket olmak, topluma fayda sağlamayı hedefleyen bir vizyonla başlar. Bu vizyon, yalnızca şirketin hedeflerini değil, aynı zamanda çalışanların ve paydaşların çıkarlarını da gözetmeli. Değişime ve dönüşüme açık, dinamik bir yapıya sahip olmak da gerekiyor.
-Başarı için bir kişinin hedefin peşinden koşması yeterli değil. Başarı, ekip olarak kişilerin birlikte çalışmasıyla kazanılır.
-İster lider ister çalışan olsun; önemli olan, unvanlardan bağımsız iyi insan olmak, adil olmak, merhametli olmak, kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmamak benim için her şeyin başında geliyor.
-Benim için en güvenilir çalışan, sadece verilen görevi yerine getiren değil, işine bir anlam katan, ilkelerine ve prensiplerine bağlı kalan kişidir.
-İş dünyası, son yıllarda teknoloji ve dijitalleşmenin etkisiyle büyük bir değişim geçiriyor. Yapay zeka teknolojileri, bu dönüşümün en önemli unsurlarında biri haline gelmiş durumda ve Koç Holding olarak bizler, bu alanda öncü rol üstlenmeyi hedefliyoruz.
HÜKÜMETİN EKONOMİK POLİTİKALARINA DAİR
-2023 yılındaki çifte seçimler sonrasında iş başına gelen Sayın Mehmet Şimşek liderliğindeki ekonomi yönetimi, öncelikle uygulanmakta olan ekonomi politikasını, kendi deyimleriyle, daha rasyonel bir zemine oturtmayı hedefledi.
-Bunlar kadar sıkı olmasa da kamu maliyesinde de daha disiplinli bir yaklaşım benimsenmeye çalışıldığını görüyoruz. Tüm bunların neticesinde Mayıs’ta %75’i aşan yıllık enflasyon, Ekim’de %48’e kadar geriledi.
-Enflasyonla büyüme arasındaki bu hassas denge tutturulabilirse, bir başka deyişle ekonomide yumuşak inişi başarabilirsek, 2026’dan itibaren Türkiye’nin yeni bir büyüme hamlesine başlamak için uygun bir zeminde olacağını düşünüyorum.
-Doğru politikaları sürdürebilir ve sabır gösterebilirsek bu zorlukları tabii ki aşacak her türlü potansiyele sahibiz, yeter ki kendi kalemize gol atmayalım.
-Küreselleşme belki bitmedi ama önemli ölçüde şekil değiştirdi.
-Uluslararası rekabette öne çıkmak için mevcut teknolojileri en iyi şekilde kullanan, hatta bunları daha da geliştiren, çalışanlarından maksimum verimi alabilen bir ekonomik yapıya ulaşmamız lazım.
-İleriye dönük olarak; gıda, tarım ve lojistik sektörleri bugünden çok daha önemli ve öncelikli sektörlerin başında gelecek.