Akaryakıt istasyonu işletmeciliği adı altında Adana’nın en hızlı tefecilerinden olup, bi ara mafyacılığa da soyunmuştu. Ödemenin gecikmesi halinde, alacak tahsilatında bu zerzevatları kullanıyordu.
Daha da büyüdü!
DGM döneminde peruklu kel savcıyla birlikte çok adama çöktü; sayısız iş bitirdi. Foyaları ortaya çıkınca savcı sizlere ömür!
Hal böyle olunca Adana'dan kaçmayı tercih etti; akaryakıt istasyonunu satıp İstanbul’a yerleşti.
Uzun bir süre sonra kirli geçmişinin unutulduğunu sanıp Adana’ya müteahhit olarak tekrar geri döndü. Aile şirketi ile inşaat sektörüne girdi. Ama geçmişten gelen cambazlık huyunu hiç terk etmedi. Sattığı konutlarda sıkıntı çıktı, insanlar birbiriyle davalık hale geldi.
Haysiyet, dürüstlük ve insanlık kavramlarından yoksun olan bu çöl devesi insanları birbirine kırdırma ve aradan nemalanma ustası.
Adana’da FETÖ’ye maddi kaynak sağladığı ileri sürülen sayısız işadamı hakim önünde titrerken, FETÖ'nün Afrika ziyaretlerinde boy gösteren bu çöl devesi her nasılsa hiç gündeme gelmedi. Bir zamanların meşhur telefoncusunun arşivinde fotoğrafla sabit.
Operasyonlardan yırtması muhtemelen FETÖ borsası sayesindedir!
Ne ararsan var. FETÖ'cülük, tefecilik, emniyetin akaryakıtından çalmaya kadar.
Ama lağım gibi kokan geçmişi ölene değin onunla yaşayacak. Biliyor ki müteahhit sıfatı haysiyetli olmaya yetmiyor. O yüzden mekanlarda çayını kahvesini tek başına, başı önünde yudumlamak zorunda kalıyor.
İnsan yüzüne çıkacak hali yok!
Zavallı çöl devesi. Şu şeh-ri Adana'da kirli servetinden başka neyin kaldı ki? Nasıl can vereceksin; o da ayrı bir sorunun.