Son dönemde Adana genelinde kamuoyunu en çok meşgul eden konu ise işlenen cinayetler, yaygınlaşan uyuşturucu kullanımı ve sosyal medya üzerinden yapılan propagandalar. Bazıları açık olarak bazıları kulaktan kulağa bu olayları konuşuyor. Herkes farklı sebeplere bağlıyor.

Birçok kişi ise bu olayları kişiler üzerinden yorumlamaya çalışıyor.

Örneğin; Ali Veli’nin yanında Hasan hakkında konuşmuş olaylar bundan dolayı olmuş gibi cümlelerle yorumlar yapıyorlar. Sizce bunlar doğru mu ? Bana göre yanlış. Neden mi?

Başlayalım o zaman.

İşlenen suçlarda şüphelilerin yaş gurubuna bakıldığında büyük oranda 18-28 yaş aralığı dikkat çekiyor. Aslında bu bir kuşak bir jenerasyon.  Ve bu kuşağın adı da bilimsel olarak Z KUŞAĞI.

Her ne kadar adli alanda bu kuşak görmezden gelinmiş olsa da bu kuşağın bu ülkenin geleceği olduğu gerçeğini değiştirmez. Büyük şirketler bu kuşağın düşünce yapısını, olaylara bakışını, verdiği tepkileri anlayabilmek için ar-ge çalışması yaptırıyorlar. Siyasetçiler bu kuşakla bağ kurabilmek için siyaset dilini değiştiriyorlar. Sanat bilim ve spor dünyası da bu kuşağın özelliklerine ilişkin argümanlar geliştiriyor.  Tüm bu alanlarda bu kuşağın beklentilerine yönelik projeler üretiyor.

Siyasetten spora sanattan iş dünyasına kadar etki eden bir Z KUŞAĞI var da suç dünyasının bir Z KUŞAĞI yok mu? Bu alanlardaki bu gençlere mikrofon uzatıp hayalleri sorulurken suç dünyasındaki gençlere hiç soru soruldu mu? Bu gençleri hiç anlamaya çalışıldı mı? Bunun cevabı tabii ki hayır! Bu görmezden gelinmeyle bir fayda mı sağlandı ya da bu gençlerin sorunu çözüldü mü? Tabii ki bu da hayır!

Tam tersi oldu. Bu kuşağın genel karakteristik özelliği suç dünyasında da kendini gösterdi. Eski tip kabadayı kültürünün yerine kural tanımaz, bağımsız, otorite karşıtı bir suç metodu gelişti.

Bu kuşağı doğru anlayamayanlar bu gençlerin sosyal medya üzerinden yapptıkları paylaşımları adeta bir film gibi izlemekle kaldılar. İzlerken de şaşırdılar. Çünkü alışık oldukları 90’lı yılların Kadir İnanır kabadayısı ya da 2000’lerin Polat Alemdar karakteri yoktu. Takım elbiseli,yakası mendilli, eli tesbihli. derin devlet görünümlü bir karakter yerine modern görünümlü, jöleli saçlarıyla farklı bir karakter çıktı.

Bu yeni karakter ne 90’lı yıllar ne de 2000’li yıllar kabadayılığını tanıyor; aksine onlara ait rajon diye tabir edilen tüm kuralları çiğniyorlardı. Dolayısıyla şaşırmakta haklılar.

Eğer bu çocukları doğru anlayamazsak, onları görmezden gelmeye ve o kuşağın özelliklerine göre çözümler üretmezsek şaşkınlığımızın her geçen gün artacağını düşünüyorum. Burada yapılacak ilk şey bakış açısını değiştirmek. Yani olayları dedikodu mantığıyla yorumlamak yerine bunun değişen dünyada bir kuşak çatışması olduğunu ve bu çatışmanın kaçınılmaz olduğunu anlamak!

Şimdi size soruyorum. Ali Velinin yanında Hasan hakkında konuşmasaydı yine de bu olaylar olur muydu?