TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, tatlı su kaynaklarının önemine dikkat çekmek ve tatlı su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla kutlanan “Dünya Su Günü”nde “Yeterli ve temiz suya erişim temel bir insan hakkıdır” vurgusu yaptı.

Her yıl 22 Mart tarihinde gerçekleştirilen Dünya Su Günü etkinliklerinin bu yıl “Barış için Sudan Faydalanmak”temasıyla kutlandığına dikkat çeken JMO Şube Başkanı Dr. Tatar, bugün için dünyada 750 milyondan fazla insanın temiz içme suyundan yoksun ve temel ihtiyacını karşılayamaz durumda olduğunu söyledi.

“TÜRKİYE SU FAKİRİ ÜLKEDİR”

Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğunu aktaran Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar “Su kaynaklarımız büyük risk altındadır. Araştırmalar 2032 yılına kadar dünya nüfusunun yarısından fazlasının su anlamında kıtlık ile karşı karşıya kalınacağını gösteriyor. Su kullanımı büyük ölçüde azaltılmadığı takdirde 2040 yılına kadar şiddetli su yokluğu ile oluşacağı tahmin ediliyor.” Dedi. 

“BİLİNÇLİ TARIMSAL SULAMA YAPILMALIDIR”

Tarımsal sulama amaçlı açılan ve ruhsatı olmayan su kuyularının bilinçsizce kullanılmasının yer altı su seviyesinin düşmesine neden olduğuna dikkati çeken Dr. Tatar bu durumun tüm yer altı su kaynaklarının depolandığı akiferleriçin büyük risk oluşturduğunu kaydetti. Dr. Tatar “Tarımsal sulamanın hala vahşice yapılması, hem toprağın değerli mineral içeriğinin hem de su kaynağının azalmasına sebep olmaktadır. Tarımda kullanılan ilaçlar sulama sonrasında yer altına süzülerek yer altı suyu için kirletici unsur olmaktadır.” diye konuştu. 

“SU KRİZİNİ, KITLIK, KİRLİLİK VE İKLİM KRİZİ OLARAK DEĞERLENDİRMEKLE ÇÖZEBİLİRİZ”

Hızlı kentleşmenin,  doğal ortamların bozulmasına ve geniş alanların ekolojik dengesinin bozulmasına yol açtığına işaret eden Dr. Tatar Şöyle konuştu: 

“Kentleşme ve Sanayileşmenin gelişmesi sonucunda ortaya çıkan atıklar yer altı su kaynaklarının diğer bir kirletici risk unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Sanayiden çıkan atık sularının derelere salınması, katı atıkların havza ve akiferbeslenme sahalarına atılması ve buralarda depolanması, sonrasında meydana gelen yağışlar ile yer altı sularına kirletici olarak dönmesine sebep olmaktadır. Su krizini çözebilmemizin yolu, onu, kıtlık, kirlilik ve iklim krizi boyutlarıyla birlikte ele almak gerekmektedir.”